“BULUŞMA YERİ’NDE” DÜŞÜNÜRKEN
“İNSANLIK TARİHİ, SAVAŞLARIN TARİHİDİR.
ARADA BİR, YENİ SİLAHLARIN İCAT EDİLMESİ VE ESKİ SİLAHLARIN TEMZİLENMESİ İÇİN
ARA VERİLİR…”
Yazan
|
: DUŞAN KOVAÇEVİÇ
|
Çeviren
|
: BİLGE EMİN
|
Yöneten
|
: M.NURULLAH TUNCER
|
Koreografi
|
: HANDAN ERGİYDİREN
|
Sahne Tasarımı
|
: M.NURULLAH TUNCER
|
Işık Tasarımı
|
: FATİH MEHMET HAROĞLU
|
Kostüm Tasarımı
|
: M.NURULLAH TUNCER - TACİSER SEVİNÇ
|
Efekt
|
: ERSİN AŞAR
|
Yönetmen Yardımcısı
|
: HANİFE SER-ÖZGE KIRIŞ-DENİZ EVRENO
|
Oyuncular: BENNU YILDIRIMLAR, BORA SEÇKIN, GÜROL GÜNGÖR, HÜLYA ARSLAN,İBRAHIM CAN, İLHAN KILIMCI , MÜGE AKYAMAÇ, NİHAT ALPTEKİ, ÖZGE KIRIŞ, SELÇUK SOĞUKÇAY , SEZAI AYDIN, TANKUT YILDIZ,UĞUR ARDA AYDIN, VOLKAN AYHAN, YALÇIN GÖREN, ZÜMRÜT ERKIN
“Buluşma Yeri”,
oyunlarını ilgiyle takip ettiğim Sırbistanlı yazar Duşan Kovaçeviç’in dilimize
çevirilen üçüncü ve yönetmen Nurullah Tuncer’in Duşan Kovaçeviç oyunları
üçlemesinin ikinci oyunu… Kovaçeviç’in dilimize çevrilen diğer oyunları ise
yine Şehir Tiyatrolarında oynayan “İntihar’ın Genel Provası” ve Devlet
Tiyatrolarında kapalı gişe oynayan “Profesyonel” oyunları…
Oyun öncelikle, bana bu
sezon izlediğim “Günlük Müstehcen Sırlar” ve “Kargaşa” gibi oyunları anımsattı…
Her ne kadar konuları farklı olsalar da, bu üç oyunun da esas sorunu “insan”dı,
fakat bu kavram diğer iki oyunda daha çok toplumda erkeklerin sebebiyet verdiği
sorunları ele alırken, bu oyunda bu, kadın-erkek ayrımı gözetmeksizin, tüm bir
insanlık sorunsalını ele alıyor…
Çok katmanlı bir metine
sahip olan “Buluşma Yeri” oyunu 1981 yılında yazılmış olmasına rağmen,
günümüzde maalesef halen geçerliliğini koruyan konuları ele alıyor: Açlık,
savaş, kavgalar, hayat ve ölüm… Bir sorundan girerken kendinizi bambaşka bir
sorunla karşı karşıya bulabiliyorsunuz, fakat bu, yönetmen Nurullah Tuncer’in
başarısıyla “bir duygusal sömürü”den çok nesnel bir gerçeklikle verildiği için
seyircide daha büyük bir etki ve cevaplanmaya dair sorular bırakıyor…
Oyun, hayat ve ölümü
anlattığı için, oyuna adeta bir hayat coşkusu ve ölüm durgunluğu verilmiş…
Oyuncuların, coşku ve müzikle seyircilerin arasından geçip oyuna başladığı
“düğün” sahnesi sevinci, hemen ardından yaşanan ölümdeki üzüntü ise, hayatın
belirsizliği ve acımasızlığına gönderme yapıyor… Oyunun sorunları elbette bu
kadarla da bitmiyor, oyundaki “insanlık tarihi ölüler tarihi”dir sözü, insanın
çağlardır yaşadığı toplumsal savaşları ve yine çok önemli bir toplumsal sorunu,
açlığı ele alıyor. “Bugün dünyada her saniye açlıktan bir insan ölüyor, tıp
hiçbir zaman tedavi edilemeyecek en tehlikeli ve modern dünyanın ölümcül
hastalığının “açlık” olduğunu kabul etmeyecek, kabul etmez çünkü ilaç, o
hastalık konusunda susmaları için para verenlerin elinde” sözüyle ise tarafını
belli ediyor.
Ölen profesör, ölülerin
diyarına yani “buluşma yeri”ne gittiğinde orada yakınlarını görür, hepsiyle
sohbet eder ve bir şansla dünyaya geri döner, tabi ölülerin yaşayan
akrabalarına söylemek istediklerini de iletecektir, fakat aldığı tepkilerledir
ki dünyadan hemen ve bu kez geri dönmemek üzere ayrılacaktır…
Oyun, bu kadar önemli
bir sorunu seyirciyi sıkmadan, dinamik bir ritm tutturarak, dört bölümde anlatması
açısından son derece başarılı. Oliver Josifovski’nin muhteşem müziklerini ise
anmadan geçemeyeceğim. Ayrıca dekor ve kostüm tasarımının da etkileyici
olduğunu söylemeliyim.
Oyunculuklara gelince,
bence herkes oyunun ritmine uygun, dinamik bir oyunculuk sergiliyor, fakat Uğur
Arda Aydın’ın sade ve etkileyici oyunculuğu, onu oyunda ayrı bir yere koyuyor.
Sonuç olarak, Buluşma
Yeri, diğer Kovaçeviç oyunları gibi insanlık sorunlarıyla ilgili, mizahı da
elden bırakmadan düşündüren ve insanı cevap aramaya yönelten bir oyun, darısı
üçlemenin son oyunu “Dar Ayakkabıyla Yaşamak “’ın başına…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder