“EVARİSTO”
“İnsanların
yaptıkları kötülükler yıllar boyunca hatırlanır ama yapılan iyilikler
kendileriyle mezara gömülürler…”
“İnsanlık
tarihi dediğin nedir ki çuval çuval kül…”
Yöneten: Nihal Koldaş
Oynayan: Ayşenil Şamlıoğlu
Mekân ve Kostüm Tasarım: Başak Özdoğan
Işık Tasarımı: İsmail Sağır, Onur Kiraz
Asistan: Sinem Öcalır
Fotoğraf: James Hughes
Kumbaracı50’nin “6 Üstü Oyun” Projesi’nin ilk
oyununa birkaç hafta önceki yazımda değinmiştim: “Kimsenin Ölmediği Bir Günün
Ertesiydi” adlı bu oyun, çok önemli bir konuya, toplumumuzda transseksüellerin yerine
değinmekte… Gerek konusu gerek Sumru Yavrucuk’un sahnede devleşmesiyle bu sezon
izlediğim oyunlar arasında önemli bir yer almıştı “6 Üstü Oyun /1”…
O zaman da
değindiğim gibi “ 6 Üstü Oyun” projesi altı farklı yazarımızın yazdığı, teması “bugün”
olan tek kişilik oyunlar. İlkinin heyecanından sonra ikincisi “Evaristo”’yu da
merakla bekliyordum. Bu merakın kaynağı da metnin yazarı Civan Canova’nın
tiyatroya ilgilenmeye başladığım zamanlarda okuduğum ilk yazarlardan olması.
Aynı zamanlarda izlediğim “Ful Yaprakları” oyunu benim için çok özeldir. Bu
sezon Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen “Düğün Şarkısı”’ ise bana çok
hitap etmedi. Bununla beraber “Evaristo” oyununu gerek metin gerek reji gerek
oyunculuk gerek de ışık ve mekân tasarımı açısından çok beğendim.
Kendini ilk bakışta ele vermeyen bir oyun “Evaristo…”
Çöp ev benzeri bir sığınakta geçmekte. Sığınağa uygun loş ışıkta “Evaristo”nun hikâyesine
tanık oluruz ve öykü ilerledikçe taşlar yerine oturur. Tabi bu arada, her
repliğin altını çizmek lazım. Özenle hazırlandığı belli olan bu oyuna hakkını
teslim etmek için büyük bir dikkatle takip etmek gerekiyor. Girişte yazdığım
gibi “insanlık tarihi dediğin nedir ki, çuval çuvak kül” repliği oyunun önemli
bir mesajı. Her ne kadar temel olarak 2. Dünya Savaşı yıllarını konu alsa da,
Evaristo bugünden de bahsediyor. “Vietnam’dan Sırbistan’a kadar pek çok yerde
savaş oldu” repliği 1940’lardan günümüze kadar olan savaşlara gönderme yapıyor.
Bu açıdan bakıldığında oyun broşüründe de değinildiği gibi karanlık ( ki loş
ışığın bu karanlığı yansıtmada çok önemli olduğunu düşünüyorum) ve sert bir
oyunla karşı karşıyayız. Fakat bu sertlik Ayşenil Şamlıoğlu’nun, karakterini yansıtırken
geçirdiği anlık değişimler ve dönüşümlerle mizahi bir anlatıma da göz kırpıyor.
Oyunculuk açısından ele alırsam, “Evaristo” her zaman her yerde
karşılaşılmayacak bir karakter olduğundan seyirciyle arasına koyduğu mesafeyi
başarıyla hissettiriyor. Karakterle bağdaşmamanın da seyirciye düşünme ve
tanıma fırsatı verdiğini düşünüyorum. Bu açıdan Nihal Koldaş’ın rejisini ve
Ayşenil Şamlıoğlu’nun oyunculuğunu çok başarılı buldum.
Oyun, sizi belki hemen
içine almıyor, bu açıdan seyirciye de görev düşüyor, ne var ki oyunu
algıladıktan sonra, böyle bir oyun izlemenin hazzını da yaşıyorsunuz. Ben, “6
Üstü Oyun Projesi”’nin iki oyununu da çok sevdim, diğerlerini de merakla
beklemekteyim… İlk durak “6 Üstü Oyun/3: Tık Tıkıdı Tıkılap”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder