“DAR AYAKKABIYLA
YAŞAMAK”
“Onlar bir tek
televizyona inandılar. Televizyonu çok izleyen insanlar bilgili insanlardır.
Televizyona inanan insanlar ise aptaldır.”
Yazan : DUŞAN
KOVAÇEVİÇ
Çeviren: BİLGE EMİN
Yöneten: M.NURULLAH TUNCER
Dramaturgi: HATİCE YURTDURU
Sahne Tasarımı: M.NURULLAH TUNCER
Işık Tasarımı :
FATİH MEHMET HAROĞLU
Kostüm Tasarımı: GAMZE KUŞ
Efekt : ERSİN AŞAR
Yönetmen Yardımcısı: ÖZGE KIRIŞ, BİLGE EMİN, CEYLAN ÇETE
Süre : 120 DK
OYUNCULAR
BENNU YILDIRIMLAR, BORA SEÇKİN, ÇAĞRI ÖZGÜR HÜN, İBRAHİM
CAN, MÜGE AKYAMAÇ, NİHAT ALPTEKİ, TANKUT YILDIZ, USKAN ÇELEBİ, VOLKAN AYHAN,
YELİZ GERÇEK
Bugün Şehir Tiyatroları’na büyük bir heyecanla gittim, zira
Duşan Kovaçeviç’in üç oyununu da görmüş (ikisi bu üçlemenin ilk iki oyunu: “İntiharın
Genel Provası” ve “Buluşma Yeri”, diğeri
ise Devlet Tiyatroları’nda izlediğim ve özellikle çok beğenilen “Profesyonel”
oyunu) ve üçünü de çok beğenmiş biri olarak özellikle bu üçlemenin son
halkasını çok merak ediyordum ve oyun, bu merakımın hakkını bana fazlasıyla
geri verdi.
İşçi hakları, ben de dâhil olmak üzere pek çoğumuzun hassas
olduğu bir konu. Peki grev hakkını kullanan işçiler ne yapmalıdırlar? Açlık
grevinde nasıl bir yol izlemelidirler? Haklarını nasıl korurlar? Oyun, bize beş
işçinin fabrikaları özelleştirilerek kapatıldıktan sonraki açlık grevlerini ve
bu greve medyanın nasıl yaklaştığını anlatıyor. Kapitalizmin ve medyanın yani “küçük
dev adamların” ve işçilerin karşı karşıya gelmesine tanık oluyoruz. Medyanın,
emekleri sömürülen, haklarının karşılığı verilmeyen, işi uğrunda sağlığını
kaybetmiş, toplumdan tepki görmüş işçileri sömürmesi, bizlere hiç de yabancı
değil. İşçiler durumlarını anlatırken, fonda çalan ağlak acıma müzikleri eşliğinde
medya ve sistem onlara kahkahalarla güler. Burada sözü kesip medya patronu
Maldiv Bey’i oynayan Tankut Yıldız’ı tebrik etmem gerekiyor. Zira karakteri
başarıyla yansıttığını düşünüyorum.
Peki, onların televizyona inanmaktan başka çareleri var
mıydı? Halk onların hâlini televizyondan öğrenecekti, peki başka bir yol var
mıydı seslerini duyurabilmek için? Bunun cevabını hâlâ düşünmekteyim. Belki gerçek anlamda birlik olsalar, konuşup anlaşsalar daha farklı bir yol izlenebilirdi...Ya da
Bennu Yıldırımlar’ın canlandırdığı karakter gibi olan kişiler ne yapmalılar?
Bunun cevabını sizlere bırakıyorum… Elbette, o karakter de “rahat” değildi,
onun da sıkıntıları vardı, her şeyden önce o da bir kadındı, ama bocalayan bir
kadın… Bocalamak iyi midir?
Oyunda, Tankut Yıldız’dan sonra tebrik etmem gereken başka
oyuncular da var, Steva rolündeki Bora Seçkin, Veseli rolündeki Nihat Alpteki (
sağlığını kaybetmiş işçiyi çok iyi canlandırdığını düşünüyorum) ve bugüne kadarki
diğer iki oyununda da çok severek izlediğim ve bu oyunda menajer ve sunucu
rolünde olan Bennu Yıldırımlar…
Oyunun en önemli artısı ise yaşananları şiddetini koruyarak
vermesi, öyle ki haksızlığı, zulmü görüyor ve tüm varlığınızla hissediyorsunuz.
Oyunun dekor ve kostümlerini çok beğendiğimi eklemeliyim.
Özellikle ikinci yarıda her oyuncunun kıyafetinde kırmızı renge yer verilmesi
ise dikkat çekici bir özellik.
Oyun çıkışında ise Bennu Yıldırımlar ile fotoğraf çektirdim,
her ne kadar birebir tanışmasak bile insanın sevdiği oyuncularla (ya da başka
daldan sanatçılarla) böyle hoş hatıralarının olması çok anlamlı…
Peki, son söz olarak? Bu sefer kendi sözlerimle değil, sadece
bu oyunda değil Buluşma Yeri’nde de geçen bir şarkının çok sevdiğim ve bundan
sonra hiç unutmayacağım sözleriyle bitirmek istiyorum yazımı, bu oyunu
görmelisiniz, üzerine hep beraber düşünmeliyiz !
“Kiraz açar bayırlarda / artık ilkbahar da yolda / her şey
aynı memlekette / her şey aynı ülkemde / sadece ben yokum artık / asma
yeşillenir ince ince ince / eski damı sarar o güzelce o güzel / kiraz açar
bayırlarda / artık ilkbahar da yolda / her şey aynı memlekette / her şey aynı
ülkemde / sadece ben yokum artık…”
merhaba,
YanıtlaSilben de geçen hafta izledim bu oyunu. oyunun oyunculuğu dekorunu yakaladığı yerleri ben de sizin gibi çok beğendim. ama sonu benim için bir hayal kırıklığı oldu. yazınızda buna hiç değinmemişsiniz düşüncenizi merak ettim. ya da ben mi çok yanlış düşündüm acaba? daha önce profesyoneli ve bir intiharın genel provasını izleyip çok beğenmiştim ama bu oyunun sonunun işçiye anca ölünce huzur vara getirilmesine biraz bozuldum açıkcası.
ayrıca blogunuz çok güzel.
kolay gelsin iyi seyirler iyi yazmalar:)