UĞUR POLAT VE ÇEHOV MAKİNESİ
YAZAN: MATEİ
VİSNİEC
ÇEVİREN:
METE GÜRMAN
YÖNETEN:
MÜGE GÜRMAN
DEKOR
TASARIMI: ZEKİ SARAYOĞLU
GİYSİ
TASARIMI: ŞİRİN DAĞTEKİN
IŞIK
TASARIMI: AKIN YILMAZ
DRAMAURG-GÖRÜNTÜ
TASARIMI KOREOGRAF: MÜGE GÜRMAN
YÖNETMEN
YARDIMCISI: ERKAN TAŞDÖĞEN
ASİSTANLAR:
FATİH SÖNMEZ/ İSMET VURAL
Kaç zamandır
oyun eleştirilerim dışında, yazılarımda sevdiğim oyunculardan da bahsetmek
istiyordum. Dün İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında izlediğim Matei Visniec
oyunu “Çehov Makinesi” bana bu fırsatı verdi. Yazımda önce çok sevdiğim Uğur
Polat’tan bahsedeceğim ancak elbette oyunun bir ekip çalışması olduğunu
görmezden gelemeyeceğim için de oyuna ikinci kısımda değineceğim.
Bazı
sanatçılar vardır, sizin için ayrı bir yerdedirler. Diğer sanatçıları ne kadar
takdir etseniz de sizin için özel olanları başka bir alana konumlarsınız. Bu
sanatçılar, size hem bir şeyler öğretir ve katarken, size kendinizi iyi
hissettirirler. İşte Uğur Polat da benim için ayrı bir yerde olan
sanatçılardandır. Tıpkı, Zuhal Olcay ve Tilbe Saran gibi… (Bu sözümle diğer
sanatçılarımızı göz ardı ettiğimi lütfen düşünmeyin) Sanatçı tanımını burada
rahatça kullanıyorum çünkü bu tanım, benim kafamda hem alanında göz alıcı bir
yeteneğe işaret ederken, bir o kadar da mütevazılığa yer vermek zorundadır,
bana göre sanatçı hem yetenekli hem alçakgönüllü olmalıdır. Uğur Polat’ın
sanatında hem kendimden bir şeyler bulabildiğim için hem de duruş olarak
kendime yakın hissettiğim için, Çehov Makinesi’ne giderken heyecanlıydım… Bu
heyecanım oyunun lezzetiyle birleşince, çıkışta kendisiyle tanışmak istedim ve
benimle bir fotoğraf çektirerek, benim hatıra makineme çok güzel bir anı
ekledi. İnsan hayatının böyle anlarla ayrı bir renklendiğini düşünmüşümdür hep…
Müge Gürman’ın
yönettiği oyuna değinecek olursam, “Çehov Makinesi” büyük bir emek ve ekip
çalışmasıyla hazırlanmış bir oyun. Oyunculuklarıyla, çevirisiyle, koreografisiyle,
ışığıyla, giysileriyle büyük bir alkışı hak ediyor. Ne var ki, hızlı
temposundan dolayı oyuncu için de seyirci için de dikkatli bir takip
gerektiriyor. Çehov’un bir karakter olarak yer aldığı oyunda, Çehov ve yazarak
yarattığı karakterleri karşı karşıya geliyor ve ortaya bazen güldüren bazen de
düşündüren bir tablo çıkıyor. Daha önce Tiyatro Pera’nın oyunlarında ve bu sene
Şehir Tiyatrolarında Ateşli Sabır(Postacı) adlı oyunda seyrettiğim ve
oyunculuğunu çok beğendiğim Levent Öktem ve oyunda “Vişne Bahçesinde unutulan
yaşlı uşak Firs ” rolündeki Toygun Ateş, oyunda beni oyunculuklarıyla
heyecanlandıran diğer isimlerdi.
Daha önce
Vanya Dayı ve Sevgili Doktor oyunlarını izlediğim ve pek çok öyküsünü okuduğum Anton
Çehov’u sıkı takip edenler için de “yeni başlayanlar” için de ilginç bir
deneyim “Çehov Makinesi”.