SİTEYE DAİR

Öncelikle hoşgeldiniz... Bloğumu 2012 martında heyecanla açtığımda, izlediğim oyunların bende yarattığı etkiyi ve birikimim yettiğince bu oyunları yorumlamayı ve paylaşmayı amaçlamıştım. Sanatın pek çok alanıyla ilgili olmama rağmen tiyatro ile akademik anlamda bir bağım yoktu, çevirmen olduğum için "Tiyatro Çevirmenliği" çok ilgimi çeken bir alandı. Kendimi geliştirebilmek adına pek çok oyun izledim, okudum, araştırdım, düşündüm. Halen devam eden ve edecek olan bu süreç, tiyatroya olan sevgimin dışında ayrı bir bilinç ve birikim kazandırdı. Bundan sonra oyunlarla ilgili yazılar dışında, tiyatroyla ilgili farklı paylaşımlar da yapmak niyetindeyim, çünkü sanat insanın ruhunu zenginleştirir. Bu zenginliği her zaman paylaşmak dileğiyle, Onur.

14 Mart 2013 Perşembe

“İNTİHAR MI CİNAYET Mİ?”


                        “İNTİHAR MI CİNAYET Mİ?”

      “Hayatı boyunca, soru sormayan bir kadının, tek soruyla hayatı değişebilir mi?”

 
 Yazan-Yöneten: Evrim Yağbasan

 Oynayan: Merve Engin

 Sahne ve Kostüm Tasarımı: Bahar Uyandıran

 Asistan: Enis Alper Yapıcı

 
Toplumsal duyarlılığı yüksek oyunları seviyorum. İçinde bulunduğumuz toplumu bireysel olarak nasıl geliştirebileceğimizi sorgulattığı için. Evet, belki var olan sorunlara bir oyun sayesinde “net” bir çözüm bulmak kolay olmayabilir ama sanatın dönüştürücü gücünü de gözardı etmemek gerek.

Dün akşam izlediğim “İntihar Mı Cinayet Mi” adlı oyun bana toplumumuzda kadının yerini bir daha düşündürdü. Eğitimleri önemsenmeyen, görücü usulüyle, büyüklerinin hatırına, fikri sorulmadan evlendirilen, yeteneklerini sadece kadınlar arasında yapılan “günlerde” gösterebilen, aldatılan, şiddet gören kadınlar…

Kahramanımız Aysel arafta beklemektedir. Bize hikâyesini anlatırken/Hikâyesini Allah ile paylaşırken onu tanıma imkânı buluruz. Eğitimini tamamlamadan evlendirilmiştir. İki çocuk annesidir. Genelde ses çıkarmaz, hesap sormaz. Henüz Aysel hakkında fazla bilgi vermedim ama bu kısa bilgiler bile ne kadar tanıdık değil mi? Elbette detaya girmeyeceğim ancak sonrasını da gazetelerden ya da haberlerden tahmin edebileceğiniz gibi toplumumuzda sıkça karşılaşacağımız bir öyküye sahip Aysel… Ayşe’den, Selma’dan,  Meral’den hiç farkı yok. İçine atar yaşadıklarını, susar, ta ki artık ses çıkartması gerektiğini fark edene kadar… İlk günden, en başından ses çıkartsaydı çok daha farklı olurdu elbet, olmasa bile denemeye değerdi…

(Aysel’in arafta olmasının nedeninin intihar mı cinayet mi olduğunu henüz öğrenmemişizdir)Aysel, intiharın büyük günah olduğunu belirtir, fakat arafta beklerken farkına da varır, onu o noktaya getiren, gözünü dönmesine sebep olan tüm o nedenler günah değil midir? Tek suçlu kadın mıdır? Bunu beklerken Allah’a da bunu sorar? Sessiz Aysel, her şeyi düşünür ve sorgular… Aysel araftadır, evet, fakat hala hayatta olan ve kurtarılması gereken kadınlar vardır, Aysel’le aynı kaderi paylaşacak kadınlar vardır, aynı olayların tekrarlamaması adına, kadınlarımızın eğitim alıp, özgürce yaşayabilmeleri ve haklarını koruyabilmeleri adına, ben bu oyunun Anadolu turnesine çıkmasını çok isterim. Merve Engin izlediğim bir önceki oyununa başlarken (Tiyatromuza büyük emekler vermiş Macide Tanır’ın vefat ettiği günün akşamı), Macide Tanır’ın sözüyle “tiyatroyu her akşam elbet bir kişi anlar” diye oynadım demişti, işte ben de o bir kişinin toplumu, kadınlara bakışı nasıl değiştirebileceğini düşündüğümden bunu istiyorum. Bir kişi bir bakmışsınız iki kişi etmiş, sonra üç… Asla umutsuz olmamak lazım.

Merve Engin’i daha önce “Kıyıya Oturmanın Böylesi” ve “Nerede Kalmıştık” oyunlarında izlemiştim, her oyunda farklı bir karakter yaratıyor Engin. “İntihar Mı Cinayet Mi” prömiyer yapalı birkaç hafta oldu ama ben şimdiden Merve Engin’in bundan sonraki oyunlarını, karakterlerini merak ediyorum. “Sinekler Sevişirken” ve “Kaplumbağalar Şişmanlamaz Çünkü Kabukları Vardır” oyunlarını kaçırdığıma üzülerek...

Peki, siz, bir kadının araftaki 55 dakikasına tanık olmak ister misiniz? Tavsiye ederim.
                                          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder