SİTEYE DAİR

Öncelikle hoşgeldiniz... Bloğumu 2012 martında heyecanla açtığımda, izlediğim oyunların bende yarattığı etkiyi ve birikimim yettiğince bu oyunları yorumlamayı ve paylaşmayı amaçlamıştım. Sanatın pek çok alanıyla ilgili olmama rağmen tiyatro ile akademik anlamda bir bağım yoktu, çevirmen olduğum için "Tiyatro Çevirmenliği" çok ilgimi çeken bir alandı. Kendimi geliştirebilmek adına pek çok oyun izledim, okudum, araştırdım, düşündüm. Halen devam eden ve edecek olan bu süreç, tiyatroya olan sevgimin dışında ayrı bir bilinç ve birikim kazandırdı. Bundan sonra oyunlarla ilgili yazılar dışında, tiyatroyla ilgili farklı paylaşımlar da yapmak niyetindeyim, çünkü sanat insanın ruhunu zenginleştirir. Bu zenginliği her zaman paylaşmak dileğiyle, Onur.

27 Mart 2013 Çarşamba

“EVARİSTO”


                                 “EVARİSTO”

“İnsanların yaptıkları kötülükler yıllar boyunca hatırlanır ama yapılan iyilikler kendileriyle mezara gömülürler…”

“İnsanlık tarihi dediğin nedir ki çuval çuval kül…”

 


Yazan: Civan Canova                                 

Yöneten: Nihal Koldaş

Oynayan: Ayşenil Şamlıoğlu

Mekân ve Kostüm Tasarım: Başak Özdoğan

Işık Tasarımı: İsmail Sağır, Onur Kiraz

Asistan: Sinem Öcalır

Fotoğraf: James Hughes

 

Kumbaracı50’nin “6 Üstü Oyun” Projesi’nin ilk oyununa birkaç hafta önceki yazımda değinmiştim: “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” adlı bu oyun, çok önemli bir konuya, toplumumuzda transseksüellerin yerine değinmekte… Gerek konusu gerek Sumru Yavrucuk’un sahnede devleşmesiyle bu sezon izlediğim oyunlar arasında önemli bir yer almıştı “6 Üstü Oyun /1”…
                          

 O zaman da değindiğim gibi “ 6 Üstü Oyun” projesi altı farklı yazarımızın yazdığı, teması “bugün” olan tek kişilik oyunlar. İlkinin heyecanından sonra ikincisi “Evaristo”’yu da merakla bekliyordum. Bu merakın kaynağı da metnin yazarı Civan Canova’nın tiyatroya ilgilenmeye başladığım zamanlarda okuduğum ilk yazarlardan olması. Aynı zamanlarda izlediğim “Ful Yaprakları” oyunu benim için çok özeldir. Bu sezon Devlet Tiyatroları tarafından sahnelenen “Düğün Şarkısı”’ ise bana çok hitap etmedi. Bununla beraber “Evaristo” oyununu gerek metin gerek reji gerek oyunculuk gerek de ışık ve mekân tasarımı açısından çok beğendim.

Kendini ilk bakışta ele vermeyen bir oyun “Evaristo…” Çöp ev benzeri bir sığınakta geçmekte. Sığınağa uygun loş ışıkta “Evaristo”nun hikâyesine tanık oluruz ve öykü ilerledikçe taşlar yerine oturur. Tabi bu arada, her repliğin altını çizmek lazım. Özenle hazırlandığı belli olan bu oyuna hakkını teslim etmek için büyük bir dikkatle takip etmek gerekiyor. Girişte yazdığım gibi “insanlık tarihi dediğin nedir ki, çuval çuvak kül” repliği oyunun önemli bir mesajı. Her ne kadar temel olarak 2. Dünya Savaşı yıllarını konu alsa da, Evaristo bugünden de bahsediyor. “Vietnam’dan Sırbistan’a kadar pek çok yerde savaş oldu” repliği 1940’lardan günümüze kadar olan savaşlara gönderme yapıyor. Bu açıdan bakıldığında oyun broşüründe de değinildiği gibi karanlık ( ki loş ışığın bu karanlığı yansıtmada çok önemli olduğunu düşünüyorum) ve sert bir oyunla karşı karşıyayız. Fakat bu sertlik Ayşenil Şamlıoğlu’nun, karakterini yansıtırken geçirdiği anlık değişimler ve dönüşümlerle mizahi bir anlatıma da göz kırpıyor. Oyunculuk açısından ele alırsam, “Evaristo” her zaman her yerde karşılaşılmayacak bir karakter olduğundan seyirciyle arasına koyduğu mesafeyi başarıyla hissettiriyor. Karakterle bağdaşmamanın da seyirciye düşünme ve tanıma fırsatı verdiğini düşünüyorum. Bu açıdan Nihal Koldaş’ın rejisini ve Ayşenil Şamlıoğlu’nun oyunculuğunu çok başarılı buldum.
                                          

Oyun, sizi belki hemen içine almıyor, bu açıdan seyirciye de görev düşüyor, ne var ki oyunu algıladıktan sonra, böyle bir oyun izlemenin hazzını da yaşıyorsunuz. Ben, “6 Üstü Oyun Projesi”’nin iki oyununu da çok sevdim, diğerlerini de merakla beklemekteyim… İlk durak “6 Üstü Oyun/3: Tık Tıkıdı Tıkılap”.
                                        

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder