OYUN
“Belki anlam olmayan yerde anlam arıyorum…”
Çeviren: LEVENT MOLLAMUSTAFA
Yöneten: ŞAHİKA TEKAND
Sahne Tasarımı :
ESAT TEKAND
Işık Tasarımı: ŞAHİKA TEKAND
Kostüm Tasarımı: AYŞEN AKTENGİZ
Yönetmen Yardımcısı: OZAN GÖZEL-GÖKSEL ARSLAN
Süre : 55 DK
OYUNCULAR :
ALİ GÖKMEN ALTUĞ, ALİ MERT YAVUZCAN, ASLI AYBARS,
ASLIHAN KANDEMIR, BUKET YANMAZ KUBİLAY, BURÇAK ÇÖLLÜ, ÇAĞLAR YİĞİTOĞULLARI,
ELİF ÖZGE ÖZDER, ESİN UMULU, MEHMET OKUROĞLU, NURDAN KALINAĞA, OZAN GÖZEL,
ÖZGÜR KAYMAK TANIK, PELİN BUDAK, SEDA FETTAHOĞLU, SELEN KARTAY, YELİZ GERÇEK,
YEŞİM KOÇAK
Dün gece geçtiğimiz mayıstaki tiyatro festivalinde ilk
gösterimi yapılan ve bilet almama rağmen rahatsızlanıp gidemediğim “Oyun” adlı Şehir
Tiyatroları oyunundaydım. Oyunun afişinden alışılmadık bir oyunla karşı karşıya
olacağımı tahmin ediyordum ve yanılmadım da.
Şahika Tekand’ın Samuel Beckett’in bu kısa oyununa modern
bir bakış açısı getirdiğini düşünüyorum. Oyun, bir aşk üçgeni etrafında
şekilleniyor. Üç kişi ile klasik bir dekorda da oynanabileceğini düşündüğüm bu
oyun daha fazla oyuncu ile alışılmadık bir dekorda sahneleniyor. Bu yenilikçi
yaklaşım benim oyunu beğenmemdeki önemli bir unsur. Üç katlı kül küpleri, bu
aşk üçgenini temsil ediyor, alt ve üst katlarda kadınlar, ara katta sıkışmış,
kafası karışık erkekler… Gerek tekrarlarla gerek değişik vurgularla anlatılan
bir aşk hikâyesiyle karşı karşıyayız. Hemen herkesten duyabileceğimiz bu aşk
öyküsü, Tekand’ın yorumuyla sanatsal bir şölene dönüşmüş.
Kadının “beni
düşünen var mı?” sorusuna karşılık erkeğin “buna verilecek yanıt yoktu” veya “pardon” cevapları, erkek-kadın ilişkilerindeki değişmez temelleri
oluşturur. “Oyun” da bunun üzerine kurulmuş. Işık ve efektlerle de “alışılmadık”
bir yorum almış. Oyunculuk anlamında ise tüm oyuncuları tebrik etmek gerekiyor.
Zamanlama ve oyunculuk konusunda çok büyük bir çaba gerektiren bir oyun çünkü.
Tüm oyuncuların performanslarının en üst düzeyde olması ve birbirleriyle
tamamen eşit bir oyunculuk düzeyi sergilemeleri ise çok önemli bir artı.
Sanatsal değeri yüksek, yenilikçi, alışılmadık
oyunlar beni her zaman cezbeder. Yine Şehir Tiyatrolarında geçen sezon
izlediğim Abdul Mounem Amayri’ye ait Kargaşa oyunu, benim bu “alışılmadık
tiyatro” anlayışımı açıklayan bir diğer oyundu. Bu iki oyunun belki yakın
olarak bir benzerlikleri yok ama benim tiyatro zevkimce bu tür oyunların benim
için ayrı bir yerde olduklarını söylemeliyim, dilerim bu kategoriye daha bir
sürü oyunlar ekleyebilirim.
Eğer sanatla gerçekten ilgileniyorsanız,
tiyatro/oyunculuk/yorumlama üzerine derinlemesine düşünüyorsanız, “Oyun” size
yeni kapılar açabilecek bir cevap olabilir, görmelisiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder