SİTEYE DAİR

Öncelikle hoşgeldiniz... Bloğumu 2012 martında heyecanla açtığımda, izlediğim oyunların bende yarattığı etkiyi ve birikimim yettiğince bu oyunları yorumlamayı ve paylaşmayı amaçlamıştım. Sanatın pek çok alanıyla ilgili olmama rağmen tiyatro ile akademik anlamda bir bağım yoktu, çevirmen olduğum için "Tiyatro Çevirmenliği" çok ilgimi çeken bir alandı. Kendimi geliştirebilmek adına pek çok oyun izledim, okudum, araştırdım, düşündüm. Halen devam eden ve edecek olan bu süreç, tiyatroya olan sevgimin dışında ayrı bir bilinç ve birikim kazandırdı. Bundan sonra oyunlarla ilgili yazılar dışında, tiyatroyla ilgili farklı paylaşımlar da yapmak niyetindeyim, çünkü sanat insanın ruhunu zenginleştirir. Bu zenginliği her zaman paylaşmak dileğiyle, Onur.

18 Nisan 2012 Çarşamba

NİCE YILLARA “LÜKÜS HAYAT”


                             NİCE YILLARA “LÜKÜS HAYAT”
“Bir koyun çalarsan tam 30 yıl yersin. Sürüyü götüreceksin ki; seninle ticaret yapsınlar.”

Yazan
: EKREM REŞİT REY
Yöneten
: HALDUN DORMEN
Koreografi
: SELÇUK BORAK
Müzik
: CEMAL REŞİT REY
Sahne Tasarımı
: NİLGÜN GÜRKAN
Kostüm Tasarımı
: CANAN GÖKNİL
Yönetmen Yardımcısı
: SAVAŞ BARUTÇU
Süre
: 3 SAAT 50 DAKİKA / 3 PERDE

OYUNCULAR


                                                   


Hani bazı olgular vardır, muhakkak bir şekilde hayatınıza dâhil olmuş, beyninizin bir kıvrımına takılıp kalmışlardır… Bir tiyatro sevdalısı olarak bu kadar geç bile olsa bu klasik eseri beynime sadece melodisi ile kazınmış olmasının yanında konusu ve oyunculuklarıyla da tam bir görsel şölen hatta bir ders niteliği taşımasını istediğimden bugünümün dört saatini bu üç perdelik operete ayırdım ve çok da keyif aldım.

Ekrem Reşit Rey’in zenginlerin dünyasını anlattığı bu eseri Cemal Reşit Rey’in artık klasikleşmiş müzikleriyle hayat bulmuş ve bu oyunu Haldun Dormen yönetmiş, hem de muhteşem oyunculuklarla…  Zihni Göktay’ın (Rıza) sadeliğiyle devleşen oyunculuğu, doğaçlamaları,  Şenay Saçbüker’in (Zeynep) ve Savaş  Barutçu’nun (Fıstık)  samimi oyunculukları, daha önce Buluşma Yeri’nde seyredip çok beğendiğim Uğur Arda Aydın’ın (Veysi) sahnedeki rahat hali ve yine Buluşma Yeri’nde oynayan İlhan Kilimci (Şevket) ‘nin oyunculuğu, Derya Kurtuluş (Şadiye) ve Cem Karakaya’nın ( Memiş) aralarındaki uyum, beni oyunda çeken etkenlerdi… Bunun dışında sanıyorum oyunun bunca yıldır oynananılagelmesinde oyunun başarılı modernizasyonunun ve konusunun güncelliğinin de payı çok büyük, özellikle seyircilerden gelen alkışlar da bunu göstermekte… Müziklerin canlılığı ve etkileyiciliği için de orkestraya bir alkış…

Bir kişilik özelliği olarak oyunun başlama saatinden en az yarım saat önce tiyatroda olup, kapı açılır açılmaz girenlerdenim ve bugünkü gözlemlerimde biraz da seyircilerden bahsetmek istiyorum… Birçok ilk ve ortaokul öğrencisiyle beraber seyrettim oyunu ve ne mutlu ki onlar da keyif aldı, bu konuda. Önceleri endişeliydim çünkü benim için tiyatroda “üniformalı” bir ilk veya ortaokul öğrencisi görmek benim için oyunda bol gürültü olacağına işarettir ve bugüne kadar gittiğim pek çok oyunda da bu böyle olmuştur. Tabi ki burada eğitim sorunu devreye giriyor, çocuklar elbette tiyatroya getirilmeli ama bu bir ödev olmaktan çok sevgi ve merak kaynaklı olmalı, bu sevgiyi ve merakı da önce aile sonra da okul aşılamalı diye düşünüyorum… Ne mutlu ki bugünkü oyunda onlar da keyif aldılar ama umarım oyunun mesajına dair bir kişi bile olsa bir yerlerden bir şeyler kapmıştır, zira kitlelere açık bir oyun olduğu için yüzeysel güldürüler dışında derin konulara da değinilmekte. Bunun dışında söyleyebileceğim genel olarak seyircilerin sıkılmadan ve bol kahkahayla ve toplumsal mesaj verilen kısımlarda alkışlarla duyarlılıklarını gösterdikleri… Oyunun sonunda bunca emeğin dakikalarca ayakta alkışlanması da seyircinin sevgisini gösteriyor… Alkışta ise oyuncuların salona inip seyircilerin arasından geçmeleri, Zihni Göktay’ın seyirciye değer verdiğini gösteren jestleri ve projeksiyonla bugüne kadar Lüküs Hayat’ta oynamış oyuncuların gösterilmesi oyunu daha da anlamlı kıldı. Bu vesile ile başta Suna Pekuysal ve Semiha Berksoy olmak üzere önce bu oyuna ve sonra da Türk Tiyatrosu’na emeği geçmiş tüm tiyatrocularımıza yürekten bir alkış yollayalım, asla unutulmayacak emekleri ve samimiyetleri için... Gelin hep beraber söyleyelim: “Şişli’de bir apartman, yoksa eğer halin yaman, nikel-kübik mobilyalar, duvarda yağlı boyalar… Lüküs hayat, lüküs hayat ! Bak keyfine yan gel de yat! Ne ömür şey, oh ne rahat! Yoktur eşin lüküs hayat!”

                                                          
                


                                        



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder